Yıl 2001. Tarih 14 ağustosu gösteriyordu. Türk siyasi hayatının 39. partisi olan AK Parti kuruldu.
Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Bilkent Otelde yaptığı konuşmada “Bugünden sonra Türkiye’mizde artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” dedi. Toplantıyı manşetten veren gazeteler siyasette yaşanacak değişimi ve dönüşümü nereden bilecekti?
AK Parti kadroları, “Karanlığa Kapalı, Aydınlığa Açık Bir Türkiye” hayaliyle Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde yola çıktı.
Ülkemiz için kritik bir süreçte millet iradesi AK Parti’nin kurucu unsuru oldu.
Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle siyasi yasaklıydı. Milyonların gönlünde taht kurmuş bir lider olmasına rağmen milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde halkı temsil edemiyordu.
Süreç içinde Türk demokrasisi nice çetin imtihanlar yaşadı, girdiği her seçimde en yüksek oyu alan Cumhurbaşkanımız engelleri milletin desteği ile aştı.
AK Partinin hikayesi Anadolu’da il ve ilçe teşkilatlarında büyük bir heyecan uyandırdı. AK Parti ile siyaset hayatına başlayanlar, gece sabaha kadar afiş asanlar, ilçe kongresi için yönetim oluştururken günlerce uyumayanlar, teşkilat binalarımızda anne-babalarının yanında büyüyen çocuklar…
O günler Cumhurbaşkanımız kadınları ve gençleri siyasete davet ediyordu. Bir yanda kadınlar ve gençler AK Parti’nin her kademesinde görev alıyor; diğer yanda kadın, aile ve gençlik politikalarının temelleri atılıyor, Türkiye’de yeni bir dönem inşa ediliyordu.
AK Parti kadrolarının yönetmeye talip olduğu Türkiye’de koşullar çok zordu.
Ekonomik kriz, vesayet sisteminin kendi içinde yaşadığı çapraz çatışmalar, acil müdahale edilmesi gereken dış politika alanları ve her 10 yılda bir darbelerle sınanmış Türk demokrasisi vardı.
O günlerde Türkiye’nin gündeminde kapatılan siyasi partiler, MGK kararları, Diyarbakır Emniyet Müdürü şehit Gaffar Okan’ın silahlı saldırı sonucu vefat etmesi yer alıyordu.
Dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı arasında yaşanan tartışma piyasaları olumsuz etkilemişti.
Milletimiz Sayın Cumhurbaşkanımıza yetkiyi verirken, vesayet sisteminden kesin ve net bir şekilde kurtulmak istiyordu.
Tarih tekerrür etsin diye çok uğraştılar çünkü bu topraklarda millete hizmet etmenin bedeli hep ağır oldu.
Başörtüsü yasakları, 411 el kaosa kalktı manşeti, 367 krizi, parti kapatma davası, gezi kalkışması, 17-25 Aralık sürecinde yaşanılanlar, 15 Temmuz işgal teşebbüsü, ekonomik darbeler, yaptırımlar… 22 yılda devletimize ve milletimize yapılmış bir çok operasyon yaşandı.
Cumhurbaşkanımız Davos’ta “One Minute” dedi, dünya ayağa kalktı. Filistin hiç bir uluslararası platformda böyle güçlü savunulmamıştı. Birleşmiş Milletler kürsüsünde “Dünya 5’ten büyüktür” dedi, BM’nin işleyişi ve dünya mazlumlarının temsili için yeni bir tartışma başladı. Kıbrıs Türkleri davamız uluslararası alanda yankı buldu. Balkanlar, Kafkasya, Afrika ülkeleri ile tarihi ve jeopolitiği referans alan ilişkiler kuruldu.
Türkiye artık oyun kurucu bir ülkeydi. Bu başarının arkasında milyonlarca mazlumun duası vardı.
İçerde reformlar devam etti. Siyasetin gençleşmesinin ve gençlik politikalarının etkisiyle seçilme yaşı 18’e düşürüldü. Kamusal alanda başörtüsü yasağının kalkmasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisindeki kadın milletvekili sayısı arttı. Türk demokrasisinde kadınlar yerel ve genel siyasette gerçek anlamda söz sahibi sahip oldu.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken; Google iddianamelerine, uluslararası örgütlerin taşeronu olan FETÖ kumpaslarına, PKK’ya terör örgütü bile diyemeyenlere geçit vermedi Türkiye.
15 Temmuz gecesi millet devlete sahip çıktı. Tankları durduran vatansever halkımız demokrasi tarihine örnek oldu. Halkımız milli mücadele ruhunun bu topraklarda her zaman diri olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Millet iradesi, AK Parti’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hep yanındaydı.
Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren kritik konularda Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Hükümetlerimiz milletimize kararını her zaman sordu.
Darbe anayasasının temel pratiği olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın seçilme yöntemi halkın %57,88’inin EVET demesiyle değişti. Türkiye’de artık hakimiyet vesayet sisteminin değil millet iradesinindi.
Yeni dönem düzenlemeler, uygulamalar, yapısal reformlar ve sürdürülebilir politikalarla geldi.
Türkiye artık eski Türkiye değildi.
Anayasa değişikliği için tekrar millet iradesine gidildi. Milletimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmek için gereken yetkiyi verdi.
Recep Tayyip Erdoğan yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Türkiye atanmış Cumhurbaşkanlığı’nın yükünü yıllarca omuzlarında taşımış bir ülke olarak demokrasi söz konusu olunca hiç tereddüt etmedi, geri adım atmadı.
Uluslararası kamuoyunun saygınlığını kazanan bir dünya lideri olarak “Türkiye Yüzyılı” hedefiyle yeni bir dönemin ilk adımını attı.
21. Yüzyıl Türk Asrı olacak. Türkiye bölgemizde ve dünyada yaşanılan sorunlara çözüm üretecek güce, altyapıya ve kapasiteye sahip. Tahıl Koridoru Anlaşması, Montrö’nün uygulayıcısı konumunda olması, NATO’da üstlendiği stratejik pozisyon Türkiye Yüzyılını işaret ediyor.
Büyük eşikleri azim ve sabırla geçen milletimiz şimdi Türkiye Yüzyılı ile yeni bir dönemin başlamasına şahit oluyor.
14 Ağustos 2023. AK Parti artık 22 yaşında. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk 100 yılı AK Parti iktidarında tamamlandı. İkinci 100 yıla girdiğimiz şu günlerde halkımız Türkiye Yüzyılının inşası için yetkiyi, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki kadrolara verdi.
Teşkilatlarımız büyüdü, üye sayımız 10 milyonu aştı, demokrasi ve milli irade yolculuğumuz, siyasetin kurumsallaşması yolunda attığımız adımlar, parti içi demokrasi Türk siyasetine örnek olacak nitelikte.
Ekonomi ve kalkınma eksenli çalışmalarımız, dış politikadan kültüre, tarımdan sosyal devlete uzanan kapsamlı uygulamalarımız… Kadın, aile, gençlik, çocuk, yaşlı politikalarımız… Üretim ve istihdam teşviklerimiz, artan ihracatımız, pandemi koşullarında bile aralıksız çalışan imalat altyapımız… Herkes için yaşanılabilir bir dünya anlayışımız ve ürettiğimiz argümanlarla; bölgemizde, dünyada bir çok ülkeye örnek oluyoruz.
Çatışma bölgelerinde uzlaşının, kriz bölgelerinde çözümün kilit noktası artık Türkiye. Türkiye Yüzyılı tarihçilerin işaret ettiği zamandan daha önce başladı.
Kalbimizde Türkiye diye bir yer var. Dünyanın her yerinde adının geçtiği her cümle vatan, her yüklem memleket.
1000 yıllık vatan için yapacak çok işimiz var.
Darbe Anayasasından sivil anayasaya geçişin hızlanması yalnızca hukuki açıdan değil sosyal, ekonomik, jeopolitik ve stratejik açıdan oldukça önemli. Gazi Meclis üzerine düşeni yapmalı ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılı yeni Anayasa çalışmalarıyla başlamalı.
Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uzak ve yakın coğrafyamızda gelişmiş ikili ilişkilerle, geçmişten geleceğe uzanan ikinci yüzyıl perspektifi ile; insanı, aileyi, toplumu merkez alan çalışmalarla Cumhuriyetin ikinci yüzyılını inşa edilecek.
Memleketimizin ve AK Parti’nin bahtı açık olsun. Türkiye Yüzyılı kutlu olsun.
Partimizin kuruluşunda ve ilk girdiğimiz seçimler sonrası Genel Başkanımızın milletvekili seçilmeden önce ülke ülke gezip Türkiye’miz için yapacaklarını anlatması, kısıtlı imkanlarla kurduğumuz teşkilatlarımız, her vesile ile yurtiçinde ve yurtdışında bizi zihinlerinde oturtmaya çalıştıkları yerde olmayışımıza dair anlattıklarımız…
Genel Merkez Kadın Kollarında Ekonomi İşler Başkanı olduğumuz dönemden itibaren başlayarak Anadolu’daki bir çok şehri teşkilat çalışmaları vesilesiyle ve Sayın Cumhurbaşkanımızın programlarını takip etmek için ziyaret ettik. Davos sonrası süreci, kapatma davasında yaşanılanları, kongreleri, yerel seçim süreçlerinde yaşanılan dönüşümü, kat sayı mağduriyeti kalkınca bir neslin gözlerinin yeniden ışıldadığını bizzat gözlemleme imkanı bulduk.
Bir yanda kadınları siyasete davet ederken diğer yandan kamusal alanda başörtü yasakları nedeniyle pek çok kadın aday olamıyordu. Uluslararası toplantılarda Türkiye’yi temsil ederken seçilme hakkının henüz bize verilmemiş olmasını hiç kimseye anlatamıyorduk. Kamuda başörtü yasakları kalktı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Ankara Milletvekili olarak ilk başörtülü yemin eden vekil olarak, kürsüye çıktığımda 2001 yılından bu yana Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği mücadele ve ODTÜ’lü yıllarımda yaşadıklarım gözlerimin önünden geçiyordu. Meclis sıralarından kürsüye doğru yürürken içimden “Biz şahidiz” diyordum.
22 yıldır yaşanılan sürece bakınca bizimki her anında bir yerlerinde olduğumuz, zorluklarıyla, kolaylıklarıyla, acısıyla tatlısıyla, kayıplarıyla yaşanmışlıklarıyla bir şahitlik hikayesi. Partimizin kuruluşundan bu yana pek çok teşkilatçı arkadaşım gibi Rabbimizin huzuruna vardığımızda anlatacağımız güzel bir hikaye için çalıştık çalışmaya devam ediyoruz. Bu yüzden yapılan hiç bir çalışmayı, emeği satır arasından okumamaya gayret ediyoruz. Çünkü biz Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışmalarına şahit olduk.
Bu şahitlik hikayesinde yazacaklarımız 22 yıllık bir muhasebenin de üzerinde.